Kürşad ve Saray Baskını: Hürriyet Uğruna Bir Destan
- Adem Küçük
- 3 Nis
- 2 dakikada okunur

Türk tarihinin en ilham verici kahramanlık öykülerinden biri, hiç şüphesiz Kürşad ve 40 yiğidinin saray baskınıdır. Her ne kadar bazı yönleri destanî bir anlatım taşısa da, bu olay; Türk milletinin bağımsızlığa olan tutkusunun sembollerinden biri hâline gelmiştir.
Arka Plan: Çin Esareti Altındaki Göktürkler
7 yüzyılda, Göktürk Devleti'nin Doğu kanadı Çin tarafından yıkılmış ve Türkler uzun yıllar Çin’in egemenliği altında yaşamaya zorlanmıştır. Göktürk halkı, özgürlüklerini kaybetmiş, geleneklerinden ve törelerinden uzaklaştırılmıştır. Bu dönemde Çin'in iç sarayında rehin tutulan Türk soylularından biri de Kürşad’dır.
Kahraman Kürşad ve 40 Yiğidi
Kürşad, Mete Han soyundan gelen bir Türk prensidir. Çin sarayında rehin olmasına rağmen, Türk milletinin özgürlük hasretini içinde taşımış ve nihayet 639 yılında, 40 sadık Türk savaşçısıyla birlikte sarayda bir baskın planlamıştır. Amaçları, Çin İmparatoru’nu kaçırarak özgürlüğü karşılığında Türklerin yeniden bağımsızlığını sağlamaktı.
Saray Baskını
Kürşad ve adamları, fırtınalı bir gecede baskını başlatmışlardır. Başkent Chang’an’daki saraya yaklaşarak planı devreye sokmuşlardır. Fakat hava koşulları ve sarayın güvenliği nedeniyle imparator sarayda değildir. Bu, planın en zayıf halkasıdır. Kürşad ve arkadaşları bu duruma rağmen çarpışarak Çin askerleriyle çatışmaya girmiş ve büyük bir direniş göstermiştir.
Şehadet ve Efsaneleşme
Kürşad ve 40 yiğidi bu baskın sırasında şehit olmuşlardır. Ancak bu olay, Çin’e korku salarken, Türk halkının ruhunu yeniden canlandırmıştır. Kürşad'ın bu cesur girişimi, yıllar sonra Kutluk Kağan önderliğinde Göktürklerin yeniden bağımsızlığını kazanmasına ilham kaynağı olmuştur.
Kürşad: Efsane mi, Gerçek mi?
Tarihi kaynaklarda Kürşad’ın ismi tam olarak geçmese de, Çin kaynaklarındaki “Aşina Jieshe Shumo” adlı Türk prensi bu kahramanla örtüşür. Nihal Atsız’ın kalemiyle şekillenen bu hikâye, “Bozkurtların Ölümü” romanında da güçlü bir destana dönüştürülmüştür.
Son Söz: Bir Milletin Bağımsızlık Yemini
Kürşad’ın saray baskını, sadece bir saldırı değil; Türk milletinin esareti kabul etmeyen ruhunun simgesidir. Otağ-ı Türk olarak bu hikâyeyi yaşatmak, özgürlük ve bağımsızlık uğruna verilen mücadeleleri unutturmamak görevimizdir.
“Ya istiklal, ya ölüm!” sadece bir söz değil; binlerce yıllık bir mirastır.
Comments