.png)


KORKMADIK,SAVAŞTIK!
Öne Çıkan Figürler

Bir milletin küllerinden doğduğu lider
Mustafa Kemal Atatürk, sadece bir asker ya da devlet adamı değil; Türk milletinin kaderini değiştiren akıldır, iradedir, ufuktur.
Kurtuluş Savaşı’nın önderi olarak emperyalizme karşı verilen bağımsızlık mücadelesinin simgesi, Cumhuriyet’in kurucusu olarak çağdaş, laik ve ulusal bir devletin temeli olmuştur.
Eğitimden hukuka, dilden kadın haklarına kadar attığı her adım, "fikri hür, vicdanı hür" bir nesil yetiştirme hedefinin parçasıdır.
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Bugün Otağ-ı Türk'te tarih anlatıyorsak, o tarihi özgürce anlatabiliyor olmamızın en büyük nedeni de budur:
Bir milleti yeniden ayağa kaldıran, akıl ve cesaretle yazılmış bir destan: Atatürk.

Kalemle, kelâmla ve yürekle savaşan kadın
Halide Edib, yalnızca bir yazar değil; milli mücadelenin öncüsü, halkın sesi, kadının yüz akıdır.
1919 Sultanahmet Mitingi’nde on binlerce kişiye hitap eden sesi, bir milletin direniş ruhunu ateşlemiştir.
Cumhuriyet döneminde hem siyasal hem kültürel alanda etkin olmuş, romanlarında toplumsal değişim, kadın hakları ve özgürlük temalarını işlemiştir.
“Ben millî mücadelede sadece elimde kalemimle değil, sesimle de savaştım.”
Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye gibi eserleriyle hem geçmişin hem çağının tanığı oldu.
Atatürk’le fikir ayrılıkları yaşasa da, Cumhuriyet devriminin kalemle yazılmış direnişlerinden biridir.

Gökyüzüne iz bırakan Türk kadını
Sabiha Gökçen, sadece bir pilot değil; Cumhuriyet’in kadınlara verdiği özgürlüğün gökyüzüne yansıyan halidir.
Atatürk’ün manevi kızı olan Sabiha, 1936’da dünyanın ilk kadın savaş pilotlarından biri olarak tarihe geçti.
Türk Hava Kuvvetleri'nde görev aldı, uçarak sınırları aştı, Cumhuriyet’in vizyonunu göklerde temsil etti.
“Bir kadın, sadece yeryüzüne değil; gökyüzüne de hükmedebilir.”
Onun adı, artık sadece bir insan değil; bir ilhamdır.
Bugün İstanbul’daki havalimanına adını veren bu cesur kadın, Türk kadınının yükselişini simgeler.

Cumhuriyet’in aklı, matematiğin yüzü
Cahit Arf, yalnızca bir matematikçi değil; bilimin Türk kimliğinde kök salabileceğini ispatlayan öncü bir akıldır.
Arf Teoremi, Arf Halkaları ve Arf Kapanışları gibi kavramlarla dünya çapında saygı gören bir bilim insanıdır.
Fransa’dan döndüğünde Batı'da kalmak yerine Türkiye'de kalmayı seçti.
Çünkü onun için bilim, sadece laboratuvarda değil, toplumun zihninde de inşa edilmeliydi.
“Matematik esasen düşünmeyi öğreten bir sanattır.”
50 TL’nin arkasındaki portresi, yalnızca ona verilen değerin değil; akla, üretime ve meraka duyulan saygının simgesidir.
Cahit Arf, Cumhuriyet’in akıl devrimini temsil eder.

Sazla büyüyen, gitarla söyleyen Anadolu çocuğu
Barış Manço, sadece bir sanatçı değil; Anadolu kültürünün modern sesi, halkla müziği birleştiren köprüdür.
Şarkılarıyla yalnızca eğlendirmedi, öğretti, anlattı, birleştirdi.
1970’lerden itibaren halk müziğini rock ile harmanladı; saçları, sözleri ve duruşuyla bir dönemin hem sesi hem vicdanı oldu.
"Domates Biber Patlıcan" ile gülümsetti, "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa" ile adaleti, "Gülpembe" ile hüznü anlattı.
“Ben çocukların kalbinde yaşamak istiyorum.”
Yurt dışında Türkiye’yi tanıttı, TRT’de sunduğu “7’den 77’ye” ile tüm kuşakların Barış’ı oldu.
Bugün hâlâ hafızalarda tek bir unvanla anılıyor: Barış Abi.

Cumhuriyet’in vicdanı, cehaletin karşısında bir ömür
Dr. Türkan Saylan, yalnızca bir hekim değil; ışığın ulaşmadığı her yere eğitim, umut ve eşitlik götüren bir Cumhuriyet kadınıdır.
Tıp alanında cüzzam hastalığıyla mücadelede uluslararası başarılar elde etti. Ama onun asıl mücadelesi, kız çocuklarının okuyamadığı yerlere kadar uzandı.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ni kurarak binlerce öğrenciye burs verdi, köy köy dolaşarak cehaletle savaştı.
"Başörtülüye burs verilmiyor" iftirasıyla hedef gösterildi ama asla geri adım atmadı.
“Ben bu ülkenin geleceğine inanıyorum. O yüzden hep çalıştım.”
O, modern Türkiye’nin sadece bilgili değil, vicdanlı bir toplum hayalinin temsilcisiydi.

Tarihi yeniden yazan Cumhuriyet kadını
Afet İnan, yalnızca bir tarihçi değil; Cumhuriyet’in bilgiyle kendini kurma çabasının simgelerinden biridir.
Atatürk’ün manevi kızı olarak, onun yanında büyümekle kalmadı; Türk milletinin tarih sahnesindeki yerini bilimsel temellere oturtma görevini üstlendi.
Türk Tarih Kurumu’nun kurucularındandı. Türk tarih tezi ve antropoloji çalışmalarında öncülük etti.
Aynı zamanda Türkiye’de sosyoloji eğitimi alan ilk kadınlardandı.
“Tarih, geçmişin değil; geleceğin aynasıdır.”
Afet İnan’ın kaleminden çıkan bilgiler, bir milletin köklerini anlaması ve kimliğini sahiplenmesi için atılmış sağlam adımlardı.
Bugün hâlâ, “Türk kimliği” dediğimizde arkasında onun ilmî emeği vardır.