top of page

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a Girişi

  • Yazarın fotoğrafı: Adem Küçük
    Adem Küçük
  • 22 Nis
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 gün önce

Bir Çağın Kapanıp Bir Başka Çağın Başladığı Gün


29 Mayıs 1453.

Sadece bir şehrin değil, bir çağın kapıları açıldı o gün.Ve o kapıdan içeri giren, bir komutan olmanın çok ötesindeydi.

Fatih Sultan Mehmet, henüz 21 yaşında bir padişah olarak, Doğu Roma İmparatorluğu’nun kalbi olan Konstantinopolis’i fethederek, sadece bir şehir değil, medeniyetin merkezini Osmanlı’nın sancağı altına aldı.

Şehir Düşüyor, Tarih Yeniden Yazılıyor

Fetih sabaha karşı başladı. Osmanlı ordusu haftalardır süren kuşatmanın son safhasındaydı.Top sesleriyle uyanan Bizans halkı, artık surların dayanamayacağını anlamıştı.Ve sabah ezanıyla birlikte, Osmanlı askerleri Topkapı’dan içeri girmeyi başardı.

Bizans ordusu çözülürken, halk kiliselere sığınmıştı. İmparator XI. Konstantinos son ana kadar savaşmış, surlar önünde can vermişti.Ve nihayet öğleye doğru, şehir resmen Osmanlı toprağı olmuştu.

Fatih’in Şehre Girişi

Fatih Sultan Mehmet, fethin ardından şehre sükûnetle girdi.Atının üzerinde, ağır adımlarla Ayasofya’ya doğru ilerlerken, gözlerinde bir zaferden çok bir sorumluluğun ağırlığı vardı.

Etrafındaki askerler zafer naraları atarken, Fatih’in sesi dingindi:

“Gör bak Lala, Kostantiniyye artık bizimdir... Ama ona adaletle davranmak bizim boynumuzun borcudur.”

Ayasofya’ya girdiğinde, içinde toplanmış olan halka dokunulmadı. O meşhur emrini verdi:

“Artık burası İslam diyarıdır ama bu halk bizim emanetimizdir.”

Ayasofya camiye çevrildi, ama halkın inancına karışılmadı.Bu tavır, yalnızca bir zafer değil, medeniyetin yeniden şekillenişi olarak tarihe geçti.

Neden Bu Kadar Önemlidir?

  • Bu fetihle Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ başlamıştır.

  • Osmanlı Devleti imparatorluk statüsüne yükselmiştir.

  • İstanbul, başkent yapılmış, ilim ve sanat merkezi hâline getirilmiştir.

  • Fatih, sadece bir kumandan değil, bir kurucu lider hâline gelmiştir.

Fatih’in Gözünden Fetih

Ona göre fetih; sadece toprak değil, gönüllerin, fikirlerin ve düzenin fethiydi.Bu yüzden İstanbul’u sadece almadı — yeniden kurdu.Medreseler, kütüphaneler, vakıflar, hanlar ve külliyeler inşa ettirdi.Çünkü onun zihninde İstanbul, sadece bir şehir değil, medeniyetin başkentiydi.

“İstanbul’u alan, dünyayı şekillendirir.”Ve Fatih, bu sözü söylemeye gerek kalmadan zaten tarihe altın harflerle yazıldı.

Comments


bottom of page