Kızıl Elma: Uğruna Yürünmüş Sonsuz Hedef

Tarih boyunca Türkler bir hedefe yürürken hep aynı sembolü ağızdan ağıza, gönülden gönüle taşıdı:Kızıl Elma.

Peki nedir bu “Kızıl Elma”?Bir şehir mi, bir devlet mi, bir düş mü?

Aslında Kızıl Elma ne sadece bir yerdir, ne de bir nesne.O, bir ülküdür, bir idealdir, bir yürüyüştür.

Kızıl Elma’nın Kökeni: Efsane mi, Gerçek mi?

Kızıl Elma’nın tam anlamı, zaman içinde şekil değiştirmiştir:

• Orta Asya’da bir göksel kurtuluş sembolüydü.

• Selçuklularda İslam’ın yayılmasıyla özdeşleşti.

• Osmanlı döneminde ise özellikle İstanbul’un fethi sonrası, Roma’ya kadar uzanan bir “cihan ideali” haline geldi.

Roma'nın altın kubbeleri, Vatikan’ın görkemi, batıdaki fethedilmemiş topraklar...Tüm bu idealler tek bir simgede toplandı: Kızıl Elma.

Her Çağda Farklı, Özde Aynı

Her Türk devletinde Kızıl Elma yeniden tanımlanmıştır:

• Göktürkler için bir birlik idealiydi.

• Osmanlı için bir cihan hâkimiyeti sembolüydü.

• Cumhuriyet’te ise bağımsızlık ve çağdaşlaşma hedefi olarak yorumlandı.

Yani Kızıl Elma, zamanın ruhuna göre değişen, ama daima Türk milletinin yürüyüşünü besleyen bir simgedir.

Savaşçı Ruhu ve Kızıl Elma

Sadece siyasi değil, askeri motivasyonun da merkezindeydi.

• Seferlere çıkan akıncılar,

• İstanbul önünde surlara dayanan askerler,

• Balkanlarda ilerleyen ordular…

Hepsinin dilinde bir ideal yankılanırdı:

“Kızıl Elma’ya kadar!”

Bu söz, fethedilecek son kaleyi değil,varılacak son anlamı temsil ederdi.

Modern Dönemde Kızıl Elma

Bugün Kızıl Elma hâlâ yaşıyor.Belki bir başkent değil, ama bir hedef duygusu olarak:

• Milli birlik,

• Bağımsızlık,

• Bilim ve teknolojide yükselmek,

• Türk dünyasının yeniden birleşmesi gibi hedeflerde…

Kızıl Elma artık sadece fethedilecek şehirler değil,inşa edilecek bir gelecek anlamını taşıyor.

Son Söz: Yürüyüş Bitmez, Kızıl Elma Hep İleride

Kızıl Elma bir yoldur.Bir çağrı, bir inanç, bir ülküdür.

Otağ-ı Türk olarak diyoruz ki:

Kızıl Elma varılacak yer değil,var olma sebebidir.