top of page

Umay Ana: Türk Mitolojisinin Kutsal Dişi Ruhu

  • Yazarın fotoğrafı: Adem Küçük
    Adem Küçük
  • 16 Nis
  • 2 dakikada okunur

Tarihin ve mitlerin iç içe geçtiği o eski çağlarda, insanların Tanrı’yla toprak arasında kurduğu en gizemli köprülerden biri kadındı. Ve o kadının adı çoğu zaman bir ana figürüyle anılırdı. Türk mitolojisinde bu figürün en saf, en koruyucu ve en kutsal hâliyle tezahürü ise Umay Anadır.

O, sadece bir tanrıça değil; toprağın bereketi, çocukların nefesi, annenin duası ve halkın umududur.


Umay Ana
Umay Ana

Umay Ana, eski Türk inancında doğurganlık, bereket, koruyuculuk ve anaçlık ile özdeşleşen dişi bir ruhtur. Kimi kaynaklarda “Tanrıça Umay” olarak geçse de, aslında “tanrı” kavramı Göktürkler ve eski Türklerde cinsiyetsiz kabul edildiğinden, bir “ruh” ya da “ilahi varlık” olarak görülür.

En önemli özelliği ise çocukları korumasıdır. Yeni doğmuş çocukların yanında bir ışık, bir kuş, ya da bir sıcaklık hissiyle var olduğuna inanılır. Çocuk ağladığında “Umay terk etti” denir, güldüğünde “Umay sevindi”…

Umay ve Çocuk: Kutsal Bir Bağ

Eski Türkler için çocuk kutsaldır, çünkü gelecek demektir. İşte bu yüzden Umay Ana’nın en temel görevi çocukları korumaktır. Hatta doğum yapan kadının yanında olduğuna, çocuğun ruhunu gökten yeryüzüne onun getirdiğine inanılır.Kadın doğum yaptıktan sonra eğer bebek uzun süre ağlıyorsa “Umay gitmiş” denir, annenin göğsüne “Umay gel” duaları okunur.

Bu kültürel kod, yalnızca bir inanç değil, aynı zamanda kadın ve çocuk merkezli bir toplum değerinin göstergesidir.

Bereketin ve Toprağın Dişi Ruhu

Umay Ana sadece çocukları değil, toprağı ve halkı da korur. Tıpkı şaman geleneklerinde doğa ruhlarının kadınsı olarak betimlenmesi gibi, Umay da hayvanların, bitkilerin, suyun ve göğün bereketini taşıyan bir figürdür.

Bazı eski metinlerde, Umay’ın beyaz elbiseli, ışık saçan, bulut gibi süzülen bir varlık olduğu anlatılır. Özellikle Göktürk Yazıtları’nda geçen ifadeler onun ilahi kudretini ve koruyucu yönünü açıkça ortaya koyar.

“Umay Ana gibi korudu.”Bu ifade, eski Türk hakanlarının halkına ne kadar sahip çıktığını anlatmak için kullanılır. Yani Umay, sadece tanrısal bir figür değil, liderlik idealinin de bir sembolüdür.

Umay Ana'nın temsil ettiği kavramlar, aslında Türk toplumunun kadına, doğaya ve yaşama verdiği değerin bir yansımasıdır.Bugün dahi Anadolu’nun bazı bölgelerinde çocuklar için kurşun dökme, göz değmesin diye nazar boncuğu takma gibi uygulamalar, Umay inancının halk kültürüne yansıması olarak yorumlanır.

Kısacası:

  • Umay bir tanrıça değil, yaşamın ruhudur.

  • Kadın sadece anne değil, koruyucu güçtür.

  • Doğa sadece ortam değil, ruhla dolu bir varlıktır.

Umay Ana, modern dünyada unutulmaya yüz tutmuş ama Anadolu’nun toprağında hâlâ izleri bulunan bir ruhtur.Onu hatırlamak, sadece geçmişi değil; doğaya, kadına ve çocuğa verdiğimiz değeri de yeniden hatırlamaktır.

Comments


bottom of page